Kapak

1. Kapak Sayfası

Sayfa I

Editörden

2. Hesaplamalı Tasarımda Tolerans

Gülen Çağdaş, Ethem Gürer, Sema Alaçam

Sayfa V

Makaleler

 3. Interaktif ve Karmaşık Mimari Sistemler Üzerinden
Toleransı Yeniden Düşünmek

Zehra Delerel, Funda Tan Bayram

Sayfa 211-234

Delerel, Z. & Tan Bayram, F. (2025). Interaktif ve karmaşık mimari sistemler üzerinden toleransı yeniden düşünmek. JCoDe: Journal of Computational Design, 6(2), 211-234. 

https://doi.org/10.53710/jcode.1728523

ÖZET

Bu çalışma, tolerans kavramını hesaplamalı tasarım bağlamında yeniden ele
almakta; onu hata payı olmaktan çıkarıp etkileşim, belirsizlik ve bağlamsal
duyarlılığa dayalı üretken bir stratejiye dönüştürmektedir. Rhino 3D’de
geliştirilen iki özel Python betiği, çekim noktalarına yanıt veren ikili duvar
sistemleri üzerinden toleransın farklı biçimlerde nasıl işlediğini ortaya
koymuştur. Kod 1, yüzeyler arasında karşıtlık ve topolojik gerilim üretirken; Kod
2, senkronize davranışlarla daha bütünlüklü ve geçirgen alanlar oluşturmuştur.
Karşılaştırmalı analiz, toleransın çok katmanlı işlediğini göstermektedir:
belirsizlik (rastlantısal çekim noktaları, mikro-varyasyon), sınırlandırılmış
değişkenlik (15–60 birimlik ekstrüzyon aralıkları), davranışsal karşıtlık (Kod 1),
davranışsal uyum (Kod 2), geçirgenlik (açıklık ölçekleri) ve anlamsal esneklik (4-
bitlik kodlama). Senaryo testleri bu katmanları doğrulamış; Kod 1 daha yüksek
çeşitlilik ve kontrast, Kod 2 ise daha tutarlı ve homojen davranışlar üretmiştir.
Böylece toleransın, McVicar’ın (2016) tanımladığı gibi, “fırsat aralığı” sunduğu
ve aynı girdilerin farklı mekânsal çıktılar doğurabildiği gösterilmiştir. Sonuçlar,
toleransın yalnızca teknik bir kısıt değil, kodlama süreçlerine gömülü üretken
bir tasarım aktörü olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda tolerans, mimari
yüzeylerin optimize edilmiş cephelerden öteye geçerek veri ve bağlamla
şekillenen, tepki verebilen ve zamansal olarak evrilen sistemlere dönüşmesini
sağlamaktadır. Çalışma, dijital ortamın tasarımda aktif bir rol üstlenebileceğini
ve toleransın gelecekte daha kapsamlı, deneysel ve uygulamalı düzeylerde
mekânsal etkileşimlerle sınanabileceğini ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler:  Hesaplamalı tasarım, Karmaşıklık, İnteraktif mimarlık, Parametrik yüzeyler, Tolerans.

4. Malzeme İnovasyonu ve Mimarlıkta Ekolojik Zeka için Kod Tabanlı Bakteriyel Selüloz Büyüme Simülasyonu

Gozde Damla Turhan Haskara

Sayfa 235-254

Turhan Haskara, G. D. (2025). Malzeme inovasyonu ve mimarlıkta ekolojik zeka için kod tabanlı bakteriyel selüloz büyüme simülasyonu. JCoDe: Journal of Computational Design, 6(2), 235-254.

https://doi.org/10.53710/jcode.1618503

ÖZET

Kendi kendini organize eden lif ağlarıyla bakteriyel selüloz (BS), sürdürülebilir ve
biyomimetik malzeme tasarımı için güçlü bir model sunmaktadır. BS’nin doğal
büyüme süreci, minimum enerjiyle karmaşık ve dayanıklı ağlar oluşturma kapasitesi sayesinde malzeme bilimi ve mimarlık için dikkat çekici bir örnek olmaktadır. Bu çalışma, JavaScript ile uygulanmış Difüzyonla Sınırlı Birikim (DLA) algoritmasına dayalı kod tabanlı bir simülasyon geliştirerek BS liflerinin büyüme dinamiklerini yeniden üretmeyi amaçlamaktadır. Model, besin difüzyonu ve Brown hareketi prensiplerini entegre ederek, deneysel çalışmalarla uyumlu düğüm yoğunluğu ve dallanma açıları üretmiş, aynı zamanda fiziksel örneklerde kolaylıkla gözlemlenemeyen halka oluşumu gibi yeni davranışları da ortaya çıkarmıştır. Simülasyon sonuçlarını karşılaştırmak ve doğrulamak amacıyla laboratuvar ortamında BS üretimi gerçekleştirilmiş ve elde edilen biyofilm örnekleri üzerinden analiz yapılmıştır. Bu karşılaştırmalar, modelin biyolojik gerçekliği yaklaşık olarak temsil edebildiğini ve aynı zamanda keşif potansiyeli sunduğunu göstermektedir. Nicel ve nitel değerlendirmeler, DLA’nın lif organizasyonunu başarıyla yansıttığını ve özellikle besin yoğunluğu ile difüzyon hızlarının ağ yapısına etkilerini ortaya koyduğunu göstermektedir. Bu yaklaşım, mikrobiyal süreçlerle hesaplamalı tasarımı bir araya getirerek ekolojik zeka kavramını öne çıkarmaktadır. BS fiberlerinin çevresel parametrelere duyarlılığı, adaptif cepheler, dinamik filtreleme sistemleri veya biyomimetik habitatlar gibi uygulamalar için potansiyel sunmaktadır. Ayrıca farklı kültür bileşenleri ya da hibrit biyomalzemelrle yapılacak çalışmalar, gelecekte rejeneratif mimarlık için yeni stratejiler geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.

Anahtar Kelimeler: Bakteriyel selüloz, Rejeneratif tasarım, Hesaplamalı tasarım, Difüzyonla sınırlı kümelenme.

5. Uyarlanabilir Sistemler için Genişleyebilen Metamalzemelerin Tasarımına Yönelik bir Metodoloji

Zehra Güloğlu, Sevil Yazıcı

Sayfa 255-280

Güloğlu, Z. & Yazıcı, S. (2025). Uyarlanabilir sistemler için genişleyebilen metamalzemelerin tasarımına yönelik bir metodoloji. JCoDe: Journal of Computational Design, 6(2), 255-280.

https://doi.org/10.53710/jcode.1590521

ÖZET

Sürdürülebilir malzeme sistemleri geliştirmek için, modern endüstriler performanslarından ödün vermeden daha az malzeme kullanarak yeni, daha hafif sistemler yaratmalıdır. Son otuz yılda, çeşitli disiplinlerden araştırmacılar doğal malzemelere alternatif olarak metamalzemelere yönelmiştir. Bu malzemeler arasında, mekanik özellikleri nedeniyle esnetildiğinde genişleyebilen(auxetics) malzemeler öne çıkmaktadır. Son yirmi yıl içerisinde bu tür malzemeler, mimari projelerde deneysel olarak kullanılmış olsa da tasarım çıktıları genellikle mevcut yapı tiplerine dayanmaktadır. Bu durum, ilgili malzemelerin mimari tasarım çözümlerindeki kullanımını sınırlandırmaktadır. Bu araştırma, genişleyebilen malzemelerin geometrisi ile bu malzemelerin morfolojik yapıları içinde gömülü olan akıllı dönüşümlerine odaklanarak, yeni bir genişleyebilen malzeme sistemi oluşturmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın metodolojisi genişleyebilen metamalzemelerin geometrik parametrelerinin belirlenmesi, hesaplamalı modelin oluşturulması, sayısal üretim ve fiziksel deneyler olmak üzere dört aşamadan oluşmaktadır. Bu çalışma, uygulanan kuvvetle pasif olarak etkinleşen sistemin davranışını değerlendirmek için hesaplamalı ve fiziksel modellerden alınan geri bildirimlere dayalı olarak geliştirilmiştir. Sonuçları değerlendirmek için, ampirik veriler elde etmek üzere fiziksel prototipler üretilmiştir. Fiziksel prototiplerle yapılan deneyler, biyopolimer polilaktik asit ve termoplastik poliüretan olmak üzere iki farklı malzeme üzerinde gerçekleştirilmiştir. Böylece farklı malzemelerin davranışları gözlemlenmiş ve karşılaştırılmıştır. Gelecekte, önerilen sistemin tepkimeli malzemelerle entegrasyonu sayesinde büyük ölçekli mimari uygulamalara yönelik uyarlanabilir sistemlerin geliştirilmesi mümkün olabilecektir.

Anahtar Kelimeler:Genişleyebilen malzemeler, Hesaplamalı tasarım,Metamalzemeler, Prototipleme, 3B Baskı.

6. Yüz Yüze Eğitime Geçiş Sürecinde Güvenli Sınıf Kapasitelerinin Belirlenmesine Yönelik Veri Odaklı Bir Yaklaşım

Fadime Diker, İlker Erkan

Sayfa 281-316

Diker, F., & Erkan, İ. (2025). Yüz yüze eğitime geçiş sürecinde güvenli sınıf
kapasitelerinin belirlenmesine yönelik veri odaklı bir yaklaşım. Journal of Computational Design (JCoDe), 6(2). 281-316.

https://doi.org/10.53710/jcode.1661952

ÖZET

Bu çalışmada, yüz yüze eğitime geçiş sürecinde mevcut sınıflarda kaç öğrencinin bulunması gerektiğini tahmin etmek amacıyla farklı modeller geliştirilmiştir. Covid19 virüsünün bulaşma riskini belirleyen faktör yalnızca fiziksel mesafe değil, aynı zamanda maruz kalma süresidir. Bu doğrultuda, mevcut ilkokul sınıflarının ve pencere boyutlarının kullanılarak sınıfların fiziksel boyutlar açısından verimliliğini değerlendirmek için Bulanık Mantık yöntemiyle bir model oluşturulmuştur. Geliştirilen model doğrultusunda elde edilen veriler kullanılarak çeşitli modeller geliştirilmiştir. Elde edilen modellerin değerlendirilmesi sonucunda, derin sinir ağları modelinin bu tahmin probleminde diğer gözetimli öğrenme yöntemlerine kıyasla daha uygun bir yaklaşım olduğu sonucuna varılmıştır. Geliştirilen modelin, eğitim yapılarında gerekli önlemlerin alınması ve virüsün yayılmasını önlemeye yönelik düzenlemelerin yapılması için hazırlanan yönergelere katkı sağlaması beklenmektedir. Yalnızca ilkokul sınıfları incelenerek elde edilen verilerle geliştirilen modeller, farklı eğitim seviyelerindeki sınıfların incelenmesiyle elde edilecek verilerle de uygulanabilir.

Anahtar Kelimeler: Makine öğrenmesi, Derin öğrenme, Covid-19, Karar verme, Eğitim yapıları. 

     TAM METİN (TR)       

7.Afet Toplanma Alanlarının Belirlenmesinde Voronoi
Diyagramları ve Mekân Dizimi Kullanılması: Bursa Karaman Mahallesi Örneği 

Gizem Özçidem Sümen, İlayda Şevval Alış, Göktürk Bostancı, Barış Mert Karasu, Özgür Ediz

Sayfa 317-339

Özçidem Sümen, G., Alış, İ. Ş., Bostancı, G., Karasu, B. M., Ediz, Ö.
(2025). Afet toplanma alanlarının belirlenmesinde Voronoi diyagram
ları ve mekân dizimi kullanılması: Bursa Karaman Mahallesi Örneği.
JCoDe: Journal of Computational Design, 6(2), 317-339. 

https://doi.org/10.53710/jcode.1618549

ÖZET

Afet ve acil durum süreçlerinde güvenli toplanma alanlarının planlanması, toplumsal güvenliğin sağlanması ve risklerin en aza indirilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Özellikle kentleşme sürecinin hız kazandığı bölgelerde, bu alanların doğru bir şekilde belirlenmesi hem afet anındaki kaosun azaltılması hem de toplumun afet sonrası toparlanma sürecinin hızlanması için kritik bir gerekliliktir. Bu çalışma, Bursa Nilüfer ilçesi Karaman Mahallesi sınırlarında yer alan mevcut afet toplanma alanlarının, olası bir afet durumunda nüfus yoğunluğu ve erişilebilirlik açısından yeterliliğini değerlendirerek gerekli görülen bölgelerde yeni toplanma alanları önermektedir. Araştırmada, algoritmik-üretken bir yöntem olan Voronoi diyagramları ve mekân dizimi yöntemleri birlikte kullanılmıştır. İlk aşamada, Karaman Mahallesi’nin nüfus yoğunluğu verileri ile kentsel boşluklar arasında bir ilişki kurulmuş ve Voronoi diyagramları aracılığıyla bu boşlukların her birinin uygun erişim mesafelerine göre etki alanları belirlenmiştir. Bu analiz, boşlukların mevcut nüfus yoğunluğunu ne derece kapsayabildiğini ve mahalledeki yerleşim alanlarına olan mesafelerini değerlendirmeyi mümkün kılmıştır. İkinci aşamada, önerilen alanların ve mevcut toplanma alanlarının erişilebilirlik seviyeleri mekân dizimi yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda, Karaman Mahallesi’ndeki toplanma alanlarının bazı bölgelerde nüfus yoğunluğu ve erişilebilirlik açısından yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Voronoi diyagramları ile elde edilen bulgular, özellikle yoğun nüfuslu bölgelerde daha fazla toplanma alanına ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. Mekân dizimi analizleri ise mevcut kentsel boşlukların erişilebilirlik seviyelerindeki farklılıkları göstermiş ve bu boşlukların iyileştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu iki yöntemin afet toplanma alanlarının belirlenmesinde bir arada kullanılması çalışmanın yenilikçi tarafını oluşturmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Afet toplanma alanı, Mekân dizimi, Voronoi diyagramı, Yapay zekâ

8. Yapay Zeka ve IoT Kullanarak İzmir’deki Hava Kalitesinin Tahmini

Kübra Öztürk, Zuhal Can

Sayfa 341-364

 Öztürk, K. & Can, Z. (2024). Yapay zeka ve IoT kullanarak İzmir’deki hava
kalitesinin tahmini. JCoDe: Journal of Computational Design, 6(2), 341-364

https://doi.org/10.53710/jcode.1536480

ÖZET

Türkiye’nin üçüncü büyük şehri İzmir’de hava kirliliği, halk sağlığı ve kentsel yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olan önemli bir endişe kaynağıdır. Nesnelerin İnterneti (IoT) izlemeyi kullanan bu çalışma, makine öğrenimi, derin öğrenme ve zaman serisi modelleri kullanarak 1996-2024 yılları arasında PM₁₀ ve SO₂’yi tahmin etmektedir. Ana katkımız, her bir kirletici için üç ön işleme varyantı oluşturarak (tut,
sınırla, kaldır) ve sızıntısız, zaman sıralı bir eğitim/doğrulama/test protokolü altında dört model ailesini (SARIMA, SVR, LSTM, xLSTM) kıyaslayarak aşırı değer işleme rolünü izole eden kontrollü, şehir ölçeğinde bir değerlendirmedir. Bilgimize göre, bu, tepe işleminin tahmin doğruluğunu etkilemek için model seçimiyle nasıl etkileşime girdiğini ölçen ve sonuçları doğrudan operasyonel planlamayı destekleyecek şekilde raporlayan ilk İzmir çalışmasıdır. Sonuçlar, PM₁₀ için SARIMA’nın, tepe noktaları sınırlandırıldığında veya kaldırıldığında genellikle en düşük hatalara ulaştığını, xLSTM’nin ise tüm stratejilerde rekabetçi doğruluk sağladığını göstermektedir. SO₂ için ise xLSTM, sınırlandırılmış ve sabitlenmiş koşullar altında geleneksel yöntemlerden sürekli olarak daha iyi performans göstererek daha düşük hatalar ve daha yüksek açıklama gücü sağlamaktadır. IoT
tabanlı izlemeyi titiz bir modelleme metodu ve tepe noktası işlemeye açık duyarlılıkla birleştiren çalışma, İzmir’de hava kalitesi yönetimi, trafik kontrolü, endüstriyel düzenlemeler ve kentsel tasarım kararlarına bilgi sağlamak için uygulanabilir rehberlik sunmaktadır. 

Anahtar Kelimeler: Hava Kalitesi, Yapay Zeka, Nesnelerin İnterneti, Hava Tahmini, xLSTM

9. Dijital Çağda Yapılı Çevrede Döngüsellik:
Sistematik Analiz

Burcu Kısmet Conk, Meryem Birgül Çolakoğlu

Sayfa 363-390

Kısmet Conk, B. & Çolakoğlu, M. B. (2025). Dijital çağda yapılı çevrede
döngüsellik: Sistematik analiz. JCoDe: Journal of Computational Design,
6(2), 365-390.

https://doi.org/10.53710/jcode.1618537

ÖZET

Küresel iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar ile hükümetler ve STK’lar, özellikle 2050 yılına kadar karbon nötrlüğü sağlamayı hedefleyen stratejiler geliştirmektedir. Bu stratejilerden biri, lineer ekonomi modelinden (“al-yap-at”) döngüsel ekonomi modeline (“üretkullan-yeniden kullan-geri dönüştür”) geçiştir. Mimarlık-İnşaat-MühendislikOperasyon (AECO) sektörü, küresel ekonomik faaliyetlerin temel itici gücü olarak,
döngüsel ekonomi ilkelerine uyum sağlamak amacıyla yeniden yapılandırılmalıdır. Bu çalışma, döngüsel ekonomi ve yapılı çevre arasındaki ilişkiyi dijitalleşme perspektifinden incelemektedir. 2016-2024 dönemindeki yayınları kapsayan sistematik bir literatür taraması, Scopus ve Web of Science (WoS) veri tabanlarında “döngüsel ekonomi”, “yapılı çevre” ve “dijital teknolojiler” anahtar kelimeleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Literatür araştırmasının yapısı PRISMA yöntemiyle şekillendirilmiş, çalışmaların analizlere dahil edilmesi ise Kalite Değerlendirmesi ile gerçekleşmiştir. Analizler, Excel ve VOSviewer yazılımıyla yapılmış ve günümüzdeki eğilimler, anahtar kelimeler, tematik bağlantılar ve gelecekteki araştırma alanları belirlenmiştir. 2016 yılından itibaren bu alandaki çalışmaların sürekli ve artan ivme ile arttığı tespit edilmiştir. Aynı zamanda Birleşik Krallık, Hollanda ve İtalya bu araştırma alanının önde gelen ülkeleridir. “Sustainability” bu alanda en çok yayın yapılan ve atıf alan dergidir. BIM, blockchain ve IoT gibi dijital teknolojiler, kaynak optimizasyonu, atık azaltımı ve yaşam döngüsü değerlendirmelerini iyileştirerek sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesini desteklemektedir. Çalışma, AECO sektöründe döngüsel geçişi desteklemek için kapsamlı çerçeve ve stratejik yol haritalarının gerekliliğini vurgulamaktadır. Aynı zamanda da bulguların tartışılması kısmında farklı döngüsel ekonomi tanımlamaları analiz edilmiş, döngüsel ekonomi ile bağlantılı olan kavramlar ve anahtar kelimeler ortaya konmuştur. Bu çalışma, döngüsel ekonomi alanında akademisyenler, sektör uzmanları ve politika yapıcılar için değerli bilgiler sunmakta, sektörün karbon nötrlüğü ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı potansiyelini ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: Döngüsel ekonomi, Yapılı çevre, Mimarlık, Bibliyometrik analiz, Sürdürülebilirlik.

©2023 Journal of Computational Design & The Rectorate of Istanbul Technical University. All rights reserved.
Your continued use of this site signifies that you accept the terms of use.

Creative Commons License
The papers published in JCoDe are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.

Istanbul Technical University | Faculty of Architecture